Ahmet Şık
Her yıl, kendisi gelmeden gerginlik haberlerinin medyaya düştüğü bir kutlamadır 1 Mayıs. Faillerinin devlet destekli kontrgerillalar olduğunu artık herkesin bildiği 1977 travmasının üzerine, 1996 yılında Kadıköy’de 3 kişinin polis kurşunlarıyla can vermesiyle sonuçlanan çatışma görüntüleri de eklenince her yıl aynı bildik senaryolar tekrarlanıp durur Türkiye’de. Önce ana akım medya sınıfına giren basın organlarında polis kaynaklı haberler boy göstermeye başlar. Hepsi de “işçi sendikalarının arasına sızan terör örgütü mensuplarının” diye başlayıp, “kutlamaları provoke etmek, çatışma çıkarmak, iş yerlerini yakıp yıkıp yağmalamak” gibi ibarelerin bolca geçtiği haberlerdir. Sonra sendikaların yaptığı başvurular bu haberler dayanak gösterilerek geciktirilir, mülki erkân gözden ırak bir yerde 1 Mayıs’ın kutlanması için bastırır da bastırır. Sendikalar itiraz eder en sonunda “uygun yer” bulunur, 1 Mayıs kutlanır gider.Birkaç yıl öncesine dek böyle sürüp giden uygulama artık sendikaların, 1 Mayıs’ın sembol haline gelen kutlama alanı olan Taksim’de ısrar etmeleri üzerine farklı yaşanıyor.
Taksim yasak polis şiddeti serbest
Evet, yine aslı astarı olmayan sızdırma haberler yapılıyor. Yine sendikalara zorluk çıkartılıyor ama farklı olarak 3 yıldır Taksim’de ısrar ediliyor. Geçen yıl da tıpkı bu yıl olduğu gibi İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Taksim Meydanı’nda gösteri ve yürüyüş yapılmasının yasak olduğu açıklamışlardı. Sendikalar da haklı olarak milli maçlardan sonra ve başka “milliyetçi hezeyan barındıran” bir takım vesilelerle bu alanda kutlamaların yapıldığını hatırlatmıştı. Bu ısrarın sonunda miting alanı Taksim diye belirleyen sendikaların ısrarının sonunda ortaya çıkan tablodan hafızalarda kalan tek şey polisin orantısız şiddet sahneleriydi. Bu yıl da benzer tartışmalar beklenildiği gibi başladı ve sürüyor. Sendikalar kutlamaların Taksim’de yapılmasını istedikleri gibi bir de 1 Mayıs’ın resmi tatil olmasını istiyorlardı.
Sendikalara TBMM’den destek
Bu kez sendikalara TBMM’den de destek çıktı. Demokratik Toplum Partisi ile Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili Ufuk Uras geçtiğimiz günlerde 1 Mayıs’ın resmi tatil olması için hazırladığı kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Üstelik hükümetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de benzer açıklamalar yaparak girişimi destekledi. Çelik gazetecilerin konuyla ilgili sorularına da, “Kişisel olarak, bakan olarak 1 Mayıs’ın tatil olmasından yanayım. Tabii hükümetin bir kararı, değerlendirmesi olacak. Bir diğer görevimiz de bunu hükümete taşımaktır” diye yanıt verdi. Ama kutlama alanının Taksim olmasına ilişkin taleplerle ilgili, “Türkiye bir hukuk devletidir. O çerçevede belirlenen yerlerde, belirlenen mekanlarda bu kutlamaların yapılmasında kanunen bir sıkıntı yoktur” diyerek “o kadar da değil”i göstermiş oldu. Zaten basına yansıyan kimi haberlere göre hükümetin 1 Mayıs’ı bayram ilan edip resmi tatil yapması karşılığında sendikacılardan Taksim ısrarından vazgeçmelerini istedikleri de yazıldı.
Türkiye’deki durum
Türkiye’de bir dönem “Bahar Bayramı” adıyla tatil kabul edilen 1 Mayıs’ın yeniden resmi tatil kabul edilmesi böylece 2008 yılında gündeme gelmiş oldu. Sendikalar “bayram ilan edilip resmi tatil olsun” diye talepte bulunsa da Bakanlar Kurulu’nun konuyla ilgili 21 Nisan günü yaptığı toplantı sonunda 1 Mayıs’ın, Emek ve Dayanışma günü olarak kutlanması kararı alınırken “emek kaybına neden olacağı” gerekçesiyle resmi tatil ilan edilmedi. Toplantı sonunda bir açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak Türkiye’de kutlandığını belirterek, “Bakanlar Kurulu da bundan böyle 1 Mayıs’ın, Emek ve Dayanışma günü olarak kutlanması konusunda bir karar aldı. Bundan böyle 1 Mayıs dünyadaki emsallerine paralel olarak emek ve dayanışma günü olarak kutlanacak” dedi. Kararın imzaya açıldığını ve konuyla ilgili düzenlemeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yapacağını belirten Çiçek, her ildeki kutlama alanlarının belirli olduğunu söyleyerek 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına da karşı çıktı.
Dünyada bayram kabul ediliyor
Cemil Çiçek, “Emek kaybı dolayısıyla dünyada da tatil değil” dediği 1 Mayıs Türkiye’dekinin aksine dünyanın birçok ülkesinde, “Emek Bayramı, İşçi Bayramı ve 1 Mayıs Bayramı” adıyla resmi tatil olarak kutlanıyor. Petrol-İş Sendikası Sendikal Eğitim Uzmanı Erhan Kaplan’ın yaptığı araştırmada tüm dünyada beyaz yakalı, mavi yakalı ayrımı olmaksızın emeğiyle geçinenler, 1886 yılından beri 1 Mayıs’ı bayram olarak kutladıkları belirtiliyor.
Bugün 1 Mayıs’ın irili ufaklı birçok ülkede resmi tatil olarak kutlandığına işaret edilen araştırmada, bunların çoğunlukla eski sosyalist ülkelerle, emperyalizme karşı ulusal kurtuluş mücadelesi vermiş ülkelerden oluştuğu belirtiliyor. Eski dönemde tüm sosyalist ülkelerde 1 Mayıs, bir ya da birkaç günlük resmi tatilken bugün bazı eski sosyalist ülkelerde resmi tatil olmaya devam ediyor. Bazılarında ise ithaf edildiği işçilerin adı hiç anılmadan, sıradan bir tatile dönüştürülmüş durumda. Kaplan araştırmasında, Azerbaycan’da 1990’lı yıllardaki dönüşümlerin hemen ardından 1 Mayıs’ın bayram olmaktan çıkartıldığına, Kazakistan’da ise adının “Birlik Günü” olarak değiştirildiğine yer veriyor. KKTC’de 1 Mayıs’ın çok uzun yıllardır resmi tatil olduğunu ifade eden Erhan Kaplan, bunun Türkiye’deki çalışanlar açısından özlemle bakılacak bir durum olduğunu dile getiriyor.
Petrol-İş’in araştırmasına göre, çeşitli adlar altında 1 Mayıs’ı resmen tatil olarak kabul eden ve kutlayan ülkeler şöyle:
1 Mayıs Bayramı: Aland, Arnavutluk, Bangladeş, Bulgaristan, Cebelitarık, Çek Cumhuriyeti, Doğu Timor, Eritre, Finlandiya, Gambiya, Hindistan (bölgesel), İsveç, İzlanda, Karadağ, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Lüksemburg, Makedonya, Nepal, Norveç, Slovakya, Slovenya, Sri Lanka, Svalbard ve Jan Mayen, Sırbistan, Vatikan, Yunanistan.
Emek Bayramı: Almanya, Andorra, Angola, Anguilla, Arjantin, Aruba, Avusturya, Bahreyn, Barbados, Batı Sahra, Batı Şeria, Belarus, Belçika, Belize, Benin, Bolivya, Bosna Hersek, Botsvana, Brezilya, Burkina Faso, Burundi, Cezayir, Cibuti, Çad, Çin, Ekvador, Ekvator Ginesi, El Salvador, Ermenistan, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Fransa, Fransız Guyanası, Fransız Polinezyası, Gabon, Gana, Gine, Gine-Bissau, Grenada, Guadalup, Guatemala, Guyana, Haiti, Hırvatistan, Hollanda Antilleri, Honduras, Hong Kong, Irak, İspanya, İsviçre (bölgesel), İtalya, Kamboçya, Kamerun, Kırgızistan, Kolombiya, Komoro Adaları, Kongo Cumhuriyeti, Zaire, Güney Kore, Kuzey Kore, Kosta Rika, Küba, Laos, Macaristan, Madagaskar, Makau, Kenya, Letonya, Liechtenstein, Litvanya, Lübnan, Malavi, Malezya, Mali, Malta, Martinik, Mauritius, Mayotte, Meksika, Mısır, Moldova, Monako, Moritanya, Myanmar, Nijer, Nijerya, Nikaragua, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Panama, Paraguay, Peru, Portekiz, Reunyon, Romanya, Ruanda, Rusya, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lusia, Saint Pierre ve Miquelon, San Marino, Sao Tome ve Principe, Senegal, Seyşeller, Singapur, Somali, Surinam, Suriye, Svaziland, Şili, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Tunus, Uganda, Ukrayna, Uruguay, Vallis ve Futuna, Vanuatu, Venezuela, Vietnam, Yemen, Yeni Kaledonya, Yeşil Burun (Cape Verde), Zambiya, Zimbabve.
İşçi Bayramı: Güney Afrika Cumhuriyeti, Vallis ve Futuna, Mozambik, Namibya.
Diğer: KKTC (İşçi ve Bahar Bayramı), Trans Dinyester (Uluslararası Emek Bayramı), Estonya (Bahar Bayramı), Kazakistan (Birlik Günü), Marşal Adaları (Anayasa Günü), Polonya (Devlet Bayramı).
Türkiye’de bazı belediyeler ve özel sektör kuruluşlarında imzalanan toplu sözleşmelerle 1 Mayıs ücretli izin günü sayılıyor. İşin gereği çalışmak durumunda olan personele ise 3 maaşa kadar mesai verilirken, bazı işyerlerinde günün şartlarına göre işçilere 1 Mayıs ödemesi yapılıyor. Bazı toplu iş sözleşmelerinde ise “1 Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma günü” kabul edilir ibaresine yer veriliyor. Erhan Kaplan’ın çalışmasına göre, Türkiye’de 1 Mayıs tarihiyle ile ilgili bazı satır başları ise şöyle:
1 Mayıs, 1935 yılında çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun ile “Bahar Bayramı” olarak kabul edildi. Ancak diğer genel tatil günlerinden farklı olarak bu gün için çalışanlara ücret ödenmemesi kararlaştırıldı. Daha sonra çıkartılan kanunlarla 1951’de yarım günlük ücret ödenmesi, 1956 yılında ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi.
İşçilerin 1 Mayıs’ı kutlaması için 1975 yılının beklenmesi gerekti. O yıl, İstanbul’da Tepebaşı’nda bir düğün salonunda DİSK tarafından 1 Mayıs kutlandı.
1976 yılında ilk kez 1 Mayıs mitingi yapıldı. Taksim Meydanı’nda yapılan mitinge ülkenin dört bir yanından onbinlerce kişi katıldı.
1977 yılında DİSK yöneticilerinin hesaplamalarına göre, 500 bin kişinin katılımıyla en görkemli 1 Mayıs mitingi yapıldı. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşması sırasında açılan ateş sonrasında yaşanan olaylarda 36 kişi yaşamını yitirdi.
12 Eylül askeri müdahalesinin ardından 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı,1 Mayıs tatil olmaktan çıkartıldı.
12 Eylül sonrası ilk yasal etkinlikler, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde, 1985 yılından başlayarak kapalı salon toplantıları şeklinde ve resmen 1 Mayıs adı verilmeden yapıldı.
1993 yılında 1 Mayıs yeniden meydanlarda kutlanmaya başlandı. Türk-İş,1 Mayıs’ı Abide-i Hürriyet Meydanı’nda düzenlenen bir mitingle kutladı. Böylece Türk-İş tarihinde ilk kez 1 Mayıs’ı alanlarda kutlamış oldu. DİSK ise aynı gün Pendik Meydanı’nda düzenlediği mitingle 1 Mayıs’ı kutladı.
1998’de 12 Eylül sonrasında ilk kez 1 Mayıs yaygın biçimde kutlandı. Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK tarafından İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana, Çanakkale, Diyarbakır, Malatya, Gaziantep ve Samsun başta olmak üzere pek çok ilde ve ilçede 1 Mayıs kutlandı.
2007 yılında, 1 Mayıs 1977’nin otuzuncu yıldönümünde Taksim’de yapılmak istenen anmaya izin verilmedi. Tüm İstanbul’a yayılan olaylar yaşandı, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Buna rağmen sendika başkanları, bazı yöneticiler ile birlikte Taksim’e çıkarak açıklamalar yaptı.