Tom Amca, Sam Amca’nın yerine geçti. Şimdi ne olacak?

Beklenen “sürpriz” gerçekleşti ve Barack Obama Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni başkanı seçildi. Siyahlar, gençler, kadınlar, azınlıklar ve göçmenlerin yanında sermaye ve medyanın da büyük destek verdiği Obama, vatandaşlarına ve tüm dünyaya değişim sözü verdi. “Peki, bundan sonra ne olacak?” sorusunu yanıtlayan Türkiyeli akademisyen ve gazeteciler özellikle Ermeni soykırım tasarısı, Irak’tan çekilme, ekonomik kriz ve siyahların toplumsal eşitlik mücadelesi konularına dikkat çekti.

“ABD’nin kendi iç bütünlüğünü sağlaması açısından muhteşem bir olaydır”
İlter Turan (Akademisyen):

Birincisi bu olay ABD’nin kendi iç bütünlüğünü sağlaması açısından gerçekten muhteşem bir olaydır. Amerika’daki en dışlanmış azınlık olan siyahların da toplumsal hayata her bakımdan eşit katılabilmelerinin artık sembolik bir ifadesi olmuştur.
Dış politikayla ilgili müttefiklerine daha fazla danışarak, çok taraflı bir siyaset yolu izleyeceğini beyan etmişti. Aynı şekilde Irak’tan da kısa sürede çekilmeyi istiyor. Amerikan iç politikasındaysa önemli değişikliği vergi kanunlarında ve sağlık politikasında yapacaktır. Daha çok toplumun gelir bakımından alt kesimlerini rahatlatmayı öngören bir takım tedbirlerin alınmasını bekleyebiliriz. Ama dünya sistemi içinde belirli konumu olan bir Amerika’nın çok radikal değişiklikleri aynı anda yapması da sanıldığı kadar kolay değil.
Türkiye için hem olumlu hem olumsuz sonuçları olacak. Birincisi Obama’nın müttefiklerine danışarak iş görmeyi tercih etmesi söz konusu olursa, İran’ı da hesaba katarsak, bu bir bakıma Türkiye’yi rahatlatacak. Buna karşılık zamana zaman dile getirildiği gibi Türkiye ile ABD arasında her yıl ortaya çıkan Ermeni kararnamesi gibi konularda Türkiye’yi memnun etmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Benim korkum Türkiye’yi memnun etmeyen sonuçların şiddetli tepkilere yol açarak, iyiye gitmesi muhtemel gözüken bir ilişkiyi yürütülemez hale sokmasıdır.

“Tom Amca, Sam Amca’nın yerine geçti”
Ertuğrul Kürkçü (Gazeteci):

Amerikan kimliğinin iki simgesi, iki öğesi var: Sam Amca ve Tom Amca. Tom Amca yoksul ama O da Amerikan imgesinin bir boyutu. Görünüşe göre Tom Amca, Sam Amca’nın yerine geçti. Bu durum Amerikalılar için gerçekten önemli bir değişim ama dünya için de öyle mi bundan emin değilim.Neticede başkanın görevi aynı; dünya üzerindeki Amerikan hakimiyetinin daim olması. Dünyadaki adaletsizliğin giderilmesi yönünde bir şey beklememek lazım.Ama belki Amerika’daki yoksullar için imkan kapıları açılabilir. Yorumcular, Amerikan politikasına dışişleri ve ekonomi bürokrasisinin büyük oranda karar verdiğini söylüyor. Dolayısıyla, dünya barışı gibi şeyler de beklememek gerek. Yine de Obama’ya oy veren büyük çoğunluk hakikaten değişim istiyor. Gelir dağılımı eşitsizliğinden muzdarip geniş kesimin sosyal adalet talebi ve köhneleşen yapıya karşı gençlerin yenilik talebi var.

“Obama, benim özlediğim gibi bir Türkiye’nin yararına olacak”
Şule Kut (Akademisyen):

Ben Obama’nın seçilmesini bütünüyle olumlu değerlendiriyorum. Ama kendisinden beklenenler o kadar fazla ki, hepimizi mutlu etmesi imkânsız. Sanıyorum 8 yıllık Bush yönetimi, Amerika için hem içerdeki hem dışarıdaki imajı bakımından çok olumsuz olmuştu. O açıdan çok yararlı olacak.
Obama hepimizin içini açtı. O bakımdan bu sabah itibariyle iyi hissediyorum ben de. Ama taahhütlerinin ne kadarını yerine getirebilir, bu finansal krizi Amerika’nın nasıl atlatmasını sağlayabilir, Irak konusunda neler yapabilir onları göreceğiz. Obama’nın benim özlediğim gibi bir Türkiye’nin yararına olacağını düşünüyorum. Kendiyle de geçmişiyle de barışık, daha demokratik, daha evrensel değerlere bağlı bir ülkede yaşamak isterim. O da böyle ülkelerle işbirliği yapacak birisi.

“ABD ile Avrupa arasındaki çelişkiler artabilir”
Sungur Savran (Yazar):

İki önemli başlık var; dış politika ve ekonomi. Obama Afganistan’daki savaşı daha da alevlendirmek istiyor. 16 ay sonra Irak’tan asker çekmeyi vaad etti ama sonra bu kararı gözden geçireceğini söyledi. İran konusunda da tamamen İsrail yanlısı bir tutumu var. Dolayısıyla bu konularda Bush’tan bir farkı yok. Son 17 yıldır, yani Körfez Savaşı’ndan bu yana ve özellikle 11 Eylül’den sonra ABD için savaş, bir devlet politikası haline geldi. Bu durum devam edecektir. Biden’ın başkan yardımcısı olması da bunu gösteriyor. Savaşılan ülkeler hariç dünyanın geri kalanıyla ilişkiler biraz düzelecektir. Bush döneminin küstah kabul ettirme politikaları yerine çok taraflılık üslubu gelebilir. Ancak ekonomik krizin tüm ekonomi parametrelerini değiştirmesi sonucu ABD ile Avrupa arasındaki çelişkiler artabilir ve burada da bir gerilim doğabilir. Ekonomik alanda ise,Obama bir Reagan hayranı olmakla beraber, en sağcıların bile devletleştirmeye döndüğü bir dönemde Obama’nın ne yapacağını hakkında bir şey söylemek zor.Büyük bir değişim olacağını zannetmiyorum.

“Obama’nın Türkiye’den demokratikleşme gibi beklentileri olacaktır”
Soli Özel (Akademisyen):

Amerika’nın içinde bulunduğu ekonomik krizi aşmak için ekonomi politikalarında değişiklikler yapmaları gerekecek. İkinci gündem maddeleri de dünya ile ilişkilerini farklı bir çizgiye getirmek olacak.
Türkiye açısından bu sonuçtan çok memnun olanlar arasındayım. Obama’nın kuracağı çerçeve içinde Türkiye’den demokratikleşme gibi konularda bir takım beklentiler olacaktır.
Türkiye-ABD ilişkileri önümüzdeki dönemde Amerika Birleşik Devletleri açısından en önemli ilişkilerden biri olacak. Burada pürüz olarak görünen tek şey kongrenin acil bir Ermeni Soykırımı tasarısı çıkarması olabilir. Ama ben en azından buna bu sıralar pek imkân vermiyorum. O yüzden önümüzdeki dönemde Türkiye-Amerika ilişkilerinin çok daha iyi bir noktada olabileceği konusunda umut besliyorum.

“Sistem dışına itilen kesimler Obama’yı yönlendirmeli”
Ahmet Tonak (Akademisyen):

Obama’yı destekleyen ve ilk defa seçime katılan gençler ve sistem dışına itilmiş kesimlerin yüksek katılımı dikkat çekici. Demek ki bu insanların siyasi süreçten beklentileri var. Obama’nın geçmişi ve kimliğinden hareketle yapılan pozitif varsayımlar önemli değil. Ancak bu 2-3 milyon yoksulun ve gencin talebi ve takipçiliği beklentileri gerçekleştirebilir. Başkan kendi haline bırakılırsa dünyanın içinden geçtiği bu dönemde çok farklı bir tablo ortaya çıkmaz. Ekonomi’de ise Obama’nın şahsını aşan bir durum var. Kabineye girecek isimler daha geniş bir yelpazeden gelebilir. Göbekten Wall Street’e bağlı birtakım insanlarla yetinirse, alternatif sesleri ekibine katmazsa bu konuda da ümitli olmamak lazım.