Türkiye yol ayrımında




Kırgızistan eski cumhurbaşkanı Prof. Dr. Askar Akayev, kapitalizmin 1800’lü yıllardan itibaren beşinci büyük döngüsünü tamamlamak üzere olduğunu ve yaklaşık 2018-2020 yıllarından itibaren altıncı büyük döngüye gireceğini söylüyor.

Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi’nin (DEİK) konuğu olarak İstanbul bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü’nde bir konuşma yapan Akayev, altıncı büyük döngüde Türkiye’yi bekleyen büyük fırsatlar olduğuna da dikkat çekiyor.

1990-2005 yılları arasında Kırgızistan cumhurbaşkanlığını üstlenen ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kırgız halkı tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı ünvanını taşıyan Akayev aynı zamanda Sovyetler Birliği döneminde yetişen, fizik ve matematik konularındaki çalışmalarıyla tanınan bir bilim adamı. Halen Moskova’da öğretim üyesi olarak ders veren, “Dünya dinamiklerinin matematik modellemesi ve sistem analizi” konularında çalışmalar yapan Prof. Akayev, iktisat dünyasında “Kondratief dalgaları” veya “Kondratief döngüleri” olarak adlandırılan teori çerçevesinde kurduğu modellemeyle ortaya çıkan gelecek öngörülerini bilim insanları ve öğrencilerle paylaştı.

Altıncı dalga geliyor
1980’lerin başında başlayan beşinci Kondratief dalgasının tam depresyon aşamasında bulunduğumuzu söyleyen Akayev, şu anda ortaya çıkan inovasyonların altıncı döngüyü tetikleyeceğini ve yaklaşık 2018-2020 yıllarından itibaren dünya kapitalist sisteminin altıncı Kondratief dalgasını yaşayacağını öngörüyor.

Stalin döneminde öldürülen ünlü Rus iktisatçı Kondratief’in “Uzun dalgalar teorisi” adıyla ortaya attığı ve daha sonra kendisini izleyen iktisatçılar tarafından geliştirilerek “Kondratief dalgaları” adı verilen teori, kapitalist sistemin 45-60 yıllık uzun yükseliş ve çöküş dalgalarıyla tanımlanan döngüsel bir dinamiğe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Her Kondratief döngüsü kendi içinde Refah, Durgunluk, Buhran ve Gelişme evrelerinden oluşuyor.

Her döngünün bir takım inovasyonların ortaya çıkmasıyla başladığını ve ardından bunların hızlı bir şekilde yayılmasıyla büyüme sürecinin başladığına dikkat çeken Askar Akayev her döngünün karakteristiğini belirleyen teknolojilere uygun altyapıya sahip ülkelerin bu döngü içinde hızlı bir büyüme gösterdiğini söylüyor. Örneğin dördüncü Kondratief döngüsünün otomotiv, son dönemini yaşadığımız beşinci döngünün ise bilişim ve internet teknolojilerindeki gelişmelerin dinamikleriyle ortaya çıkması gibi Akayev, altıncı döngünün itici gücünün nanoteknoloji, biyoteknoloji ve networke dayalı hizmetlerdeki yaygınlaşma olduğunu belirtiyor.

Türkiye için fırsat ve tehlikeler
Türkiye’nin 1990’ların ortasından itibaren gerçekleştirdiği reformlarla finans sektöründe önemli bir büyüme kaydettiğini, ancak teknolojik altyapı olarak gerekli atılımları yapamadığını anlatan Akayev, gelişmiş ülkelerin teknolojik altyapılarındaki gelişmeyi karşılaştırdığında da çarpıcı sonuçlara varıyor. Akayev’in hesaplamalarına göre dünyada teknoloji lideri olan Japonya, son yıllarda yenilikçi (inovatif) altyapısını kaybediyor. Japonya ile birlikte bilişim teknolojilerinde lider olan Almanya, Finlandiya ve Kore gibi ülkelerin de teknolojik altyapılarında gerileme görülüyor. Buna karşılık teknolojik altyapısında küçük de olsa gelişme görülen tek kalkınmış ülke ise ABD görünüyor.

Akayev’in yaptığı modellemeye göre Türkiye’nin teknolojik altyapısı ise bugünün gelişmiş ekonomilerinin 1970’li yıllarda sahip olduğu düzeyde. Akayev, Türkiye’nin bu konuda altıncı döngünün dinamiklerine uygun, hızlı bir atılım gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizerek, bu başarılamadığı takdirde altıncı Kondratief döngüsünün yaşanacağı önümüzdeki 50-60 yılın kaybedileceğine dikkat çekiyor.

Türkiye’nin genç nüfusu nedeniyle ciddi bir avantaja sahip olduğunu anlatan Kırgızistan Eski Cumhurbaşkanı, halen dünyanın 17’nci büyük ekonomisine sahip olan Türkiye’nin nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi alanlardaki teknolojik-bilimsel altyapısını geliştirmesi durumunda 2040 yılında dünyanın ilk 15 ekonomisi arasına girebileceğini, aksi durumda 20 sıraya gerileyeceğini vurguluyor. Ancak bu yenilikçi (inovatif) açılımın buhran döneminin içinde; yani en geç 2017-2020 yılına kadar gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Orta sınıf için sosyal inovasyon
Prof. Akayev’in ABD ekonomisi için yaptığı öngörüler de hayli ilginç. Eğer ABD, şimdi olduğu gibi ekonomide finans sektörünün ağırlığını azalmaz ve üretken olmayan sektörlerde gelişmeye devam ederse 2018-2042 arasında ortalama büyüme hızı ortalama yüzde 3,4 düzeyinde kalıyor ve 2042 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılası 25 trilyon doları altında gerçekleşiyor. Oysa ekonominin ağırlığını üretken sektörlere kaydırması durumunda aynı dönem boyunca ortalama yıllık büyüme hızı yüzde 4,1 düzeyinde gerçekleşiyor ve ABD yıllık 30 trilyon doların üzerinde üretimi olan bir ekonomi haline geliyor. Akayev bu açıdan bakıldığında Obama yönetiminin gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği reformların önemli olduğunu söylüyor.

ABD’de 1980’li yıllarda daralan talebi artırmak için borçlanma entstrümanlarının devreye alındığını ve bunun sonucunda orta sınıfın gırtlağına kadar borca battığını anlatan Askar Akayev, bugün ABD’de orta sınıfın neredeyse yok olma noktasına geldiğini belirterek bugünkü can alıcı sorunun “Talep nasıl yaratılacak?” sorusu olduğunu ifade ediyor. Eskiden orta sınıfın kendine ait bir parayla satın alma gücüne sahip olduğunu ve refahı da bunun yarattığına işaret eden Akayev’e göre ABD gibi ülkelerde orta sınıfın tekrar yaratılabilmesi için “sosyal inovasyonlar” gerekiyor. Bugün dünyada Çin dışında kendi iç pazarını geliştirmeye, gelir eşitsizliklerini azaltmaya çalışan büyük ekonomi kalmadığına işaret eden Akayev, iktisatçıların ve siyasetçilerin önündeki en büyük görevin, gelir eşitsizliğini azaltmak ve tekrar “gerçek talep” yaratmak olduğunu söylüyor.

Kondratief dalgaları

1892’de doğan ve 1938’de Stalin döneminde öldürülen Nikolay Dimitriyeviç Kondratief, (Kondratiev veya Kondratieff olarak da yazılıyor) 1917 devriminden sonra Sovyetler’in 5 yıllık kalkınma planını hazırlayan iktisatçılardan biriydi . 1922’de yayınladığı “Ekonomik Yaşamdaki Uzun Dönemli Delgalanmalar” başlıklı makalesinde Kondratief 1790’lardan 1910’lara kadar kapitalist sistemdeki büyüme aşamalarını inceleyerek bu büyümenin 45-60 yıllık evreler halinde gerçekleştiğini tespit etmişti. Daha sonraki iktisatçılar tarafından Kondratief dalgaları adı verilen bu döngüler kendi içinde Refah, Durgunluk, Buhran ve Gelişme evrelerinden oluşuyor. Çalışmasına “Uzun dalgalar teorisi” adını veren Kondratief’in makalesinde birinci büyük dalga, 1790’lardan 1850’lere, ikinci dalga 1850’lerden 1890’ların ortasına kadar devam ediyordu. Kondratief, 1890-1896 yıllarından başlayan üçüncü dalganın çöküş aşamasının da 1914-20 arasında başladığını söylüyordu. Bu teoriyi yorumlayan iktisatçılar, başlangıç için değişik tarihler vermekle birlikte bugün beşinci Kondratief döngüsünün yaşandığını, bu döngünün itici gücünün internet ve bilişim teknolojileri olduğu görüşünde birleşiyorlar. Büyüme döneminin 2000’li yıllarda en üst noktaya ulaştığı, şu anda yaşanmakta olan ekonomik krizin de döngünün doğal gidişatı doğrultusunda depresyon aşaması olduğu belirtiliyor. Bu görüşe göre şu anda ortaya çıkan ancak henüz yaygınlaşmayan biyoteknoloji, nonateknoloji gibi yenilikler altıncı döngünün başlangıç aşamasını oluşturacak teknolojik sıçrama noktaları olarak kabul ediliyor.