Uzaktan eğitim faydalı olacak mı?

16 Mart tarihinde koronavirüse önlem olarak kapatılan okullar uzaktan eğitim sistemine geçti. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencieri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın EBA kanalları üzerinden televizyon ve internet aracılığı ile dersleri uzaktan takip edebiliyor. Üniversiteler ise genellikle kendi altyapılarında bulunan LMS Learn, Blackboard ve benzeri sistemlerden öğrenime devam ediyor. Derslerin interaktif olması sebebiyle birçok akademisyen öğrencilerinin yoklamasını bile alabiliyor. Üniversitelerde derslerin interaktif ve canlı bir şekilde yapılması, öğrencilerin yaşı gereği mümkün ve daha yaygın bir uygulama ancak ilk ve orta öğrenimdeki öğrenciler için sistemin faydalı olup olamayacağı tartışma konusu.

Belgin Kaya ve öğrencileri
Belgin Kaya ve öğrencileri

Örneğin Adana’nın Yüreğir ilçesinde 24 yıldır sınıf öğretmenliği yapan Belgin Kaya, ilk ve  ortaokul öğrencilerinin öğrenme süreçlerinin arasında büyük farklar olduğunu ve öğrenme sistemlerinin de farklı olması gerektiğini söylüyor. Kaya, eğitimin bir iletişim gerektirdiğini ve en iyi iletişim yüz yüze olduğunu, bu nedenle ilkokul öğrencileri için birebir derslerin işlenmesi gerektiğini düşünüyor. Kaya’ya göre tahta başından antatılan dersler ilkokul öğrencileri için heyecan uyandırmaz, yeterli olmaz ve birkaç gün sonra mutlaka sıkılmalarına neden olur. Kaya, bunun bir deneme aşaması olduğunu, sisteme kendi öğrencilerinin de ilgi gösterdiğini ancak bu şekliyle devam ederse öğrencilerin sıkılmaya başlayabileceğinin altını çiziyor: “İlkokul öğrencileri için dersler düz bir anlatım tekniği ile devam etmemelidir, bu durum zamanla onları sıkabilir. Özellikle evde oldukları için dikkatleri kolayca dağılabilir. Öğrencilere tavsiyem, bu sürecin geçici olduğunu unutmamaları. Veliler ise evlerinde öğrencilere çalışma ortamı hazırlayarak onları desteklemeli. Öğretmen arkadaşlarım, iletişime geçebildikleri öğrencilerle konuşarak, onları motive ederek, dersleri takip edip etmediklerini kontrol etmeli.”

“Türkiye’deki öğrenciler bu sisteme hazır değil”

Doç. Dr. Nihat Bayat
Doç. Dr. Nihat Bayat

Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Nihat Bayat, uzaktan eğitimin kendi içinde bazı avantajları olsa da Türk eğitim sistemi içerisindeki bireylerin henüz buna hazır olmadığını ve teknolojiyi verimli kullanmadığını belirtiyor. Uzaktan eğitim sisteminin, yüz yüze yapılan eğitimden daha verimli olamayacağını düşünen Bayat, öğrencilerin kendilerini bir öğretmen gibi gözlemlemelerini ve süreci değerlendirerek eksik yanlarını geliştirmelerini tavsiye ediyor.

“Eğitim olmamasındansa bu şekilde olması iyidir”

Antalya’da özel bir eğitim kurumunda okul öncesi öğretmeni olan Esra Kara aynı zamanda da Anaokul velisi, Kara’ya göre bu süreçte hiç eğitim olmamasındansa, eğitimin bu şekilde sürdürülebilmesi güzel bir şey. Ancak okullardaki birebir eğitim kadar fayda sağlaması da  beklenemez. Kara, okul ortamındaki disiplinin evde sağlanmasının çok zor olduğunu, bu noktada velilerde büyük bir sorumluluk düştüğünün altını çiziyor: “Öğrenciler evden derslerini takip ederken sessiz bir ortam şart, konu tekrarı ise sık sık yapılmalı ve bunları takip eden bir veli olmalı. Anne babalar bu süreci atlatabilmek için öğrencilere destek olmalı.”

“Öğretmen ve veli işbirliği içinde olmalı”

Özel bir okulda İngilizce öğretmeni olan Ayşe Nur Arı, sistemin güzel bir şekilde hazırlandığını, veliler ve öğretmenler işbirliği içinde olursa öğrencilerin sorun yaşamayacağını düşünüyor. Arı, eğitim ve öğretimin ciddi bir iş olduğunun altını çizerek, okuldaki özveriyi eve taşımanın öğrenciler için faydalı olacağını belirtiyor ve bir öğretmen olarak öğrencilerine tavsiyelerde bulunuyor: “Ders araç gereçlerini ders saatinde hazır etmeliler, dersleri televizyonda bir dizi veya program izlermiş gibi izlememeleri gerekir. Defter kalem eşliğinde not alınmalı, veliler de çocuklarını kontrol etmelidir.”

“Kendimi okulumda gibi hissediyorum”

Ece Özer
Ece Özer

Londra Regent’s Kolejinde üniversite eğitimini dört yıldır sürdüren İşletme Bölümü öğrencisi Ece Özer, okulundaki iki öğrencide çıkan koronavirus hastalığı sonucunda okulunun kapanmasıyla yakın zamanda Türkiye’ye dönüş yaptı. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Özer de üniversite eğitimini şu anda Regent’s Koleji’nin bağlı olduğu Learn sistemi üzerinden tamamlıyor. Özer, okuldan uzakta olan bu eğitime geçildiği için üzgün olduğunu ancak okulunun bu süreci iyi bir şekilde yönettiğini söylüyor. Haftalık programlarda bir değişiklik yapılmadığını, üstelik interaktif bir şekilde derslerin canlı yayınla gerçekleştiğini hatta kendini okulunda gibi hissettiğini söylüyor. Özer, uzaktan eğitime geçildiğinden beri her akademisyene ve öğrenci arkadaşına sistem üzerinden çok kolay bir şekilde ulaşabildiğini ve haberleşebildiğini de ekliyor: “Haftalık olarak belirten saatlerde online derslerimize katılıyoruz, sisteme girip dersi dinleyenlerin yoklaması alınıyor, ödevlerimizi ise yine online olarak, bize verilen süre içinde sisteme yüklüyoruz. Ben kendimi hâlâ okulumdaymış gibi hissediyorum. Ders saatlerimizde artma veya azalma olmadı, her şey eskisi gibi devam ediyor. Sağlığımız düşünülerek böyle bir önlem alındığı için memnunum.”

Tuana Çiftçi
Tuana Çiftçi

İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü son sınıf öğrencisi olan Tuana Çiftçi, okulunun sağladığı uzaktan eğitimden memnun olduğunu ancak yararlı olup olmayacağını bilmediğini, yüz yüze eğitim gibi disiplinli olmadığını belirtiyor: “Yaşadığımız durum nedeniyle çok motive olamıyorum, evde olduğum için yapmam gereken bir şeyler olduğunda erteliyorum. Hocalarımız her ne kadar düzenli bir şekilde dersleri anlatmaya devam etsede sistemin yeterince yararlı olacağını düşünmüyorum.”