‘Yansak da dokunacağız’ diyenler Kadıköy’deydi




HaberVs

HaberVs editörü Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu’nun birlikte kaleme aldığı Ergenekon’u Anlama Kılavuzu -Kırk Katır Kırk Satır adlı kitap nedeniyle süren davanın üçüncü duruşması 14 Nisan Perşembe günü Kadıköy Adliyesi’nde gerçekleştirildi.

İmamın Ordusu – Dokunan Yanar adlı yayınlanmamış kitabı nedeniyle Ergenekon Davası kapsamında tutuklu bulunan Ahmet Şık Silivri Cezaevi’ndeki “araç sıkıntısı” nedeniyle davaya getirilemeyince karar 13 Mayıs saat 13:30’da gerçekleştirilecek bir sonraki duruşmaya kaldı.

Ahmet Şık’ın çalışma arkadaşları, meslektaşları, dostları ve ifade özgürlüğü için Şık ve Mavioğlu’na destek veren yüzlerce kişi duruşma öncesinde Kadıköy Boğa Heykeli önünden Adliye’ye yürüdü. “Yansak da dokunacağız”diyen kalabalık Kadıköy Adliyesi önüne ulaştıktan sonra Gazeteci Can Dündar basın açıklamasını okudu. Açıklamada “İleri demokrasi” ülkesinde 4 binden fazla gazetecinin yargılandığına dikkat çekilerek Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi çok sayıda gazetecinin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandığına vurgu yapıldı.

Tutuklamalarda cemaat etkisi

“Gazetelerin basılıp bilgisayarlardaki dosyaların silindiği, basılmamış kitapların toplatılıp yok edildiği, telefonların dinlenip elektronik postaların izlendiği bir ülke, yalnız gazeteciler için değil özgür düşünceye sahip herkes için güvenilir olmaktan çıkmıştır.” denilen açıklamada, Şık ve Şener’in tutuklanmasındaki “cemaat etkisine” şu sözlerle dikkat çekildi:

“Ahmet Şık’ın kaleme aldığı İmamın Ordusu’nun “Fethullah Gülen Cemaati”nin emniyet içindeki yapılanmasını işlemesi ve Nedim Şener’in Dink Cinayeti’nde o yapılanmadaki polislerin sorumluluğuna işaret etmesi, onların neden hedef alındığının ipucunu veriyor.

Cemaat çizgisindeki yayın organlarının, polis açıklamalarına endeksli, insaf ölçülerini aşan yayınları da, “Radikal Baskını” ile ilgili “Ertuğrul Mavioğlu, polise komplo kurdu” iddialarında bulunmaları da bu etkinin varlığına işaret ediyor.“

Silivri’de bugün kaç araç vardı?

Duruşmaya Ahmet Şık adına 15 avukat müdafi olarak katıldı. Şık’ın avukatı Fikret İlkiz, mahkeme heyetinden Silivri Cezeevi’ne yazı yazılarakaraç eksikliğinin soruşturulmasını talep etti. Cezaevinde bugün kaç araç, kaç şoför olduğunu ve bu araçlarla kimlerin nereye gönderildiğinin araştırılmasını istedi. Mahkeme başkanı da talebi kabul ederek cezaevine yazı yazılmasına karar verdi.

Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu’nun, iki ciltlik Ergenekon’u Anlama Kılavuzu kitaplarının “soruşturmasının gizliliğini ihlal ettiği”gerekçesiyle yargılandığı dava 15:30’da başlamasının ardından yaklaşık 15 dakika sürdü. Bir sonraki duruşmada kararın açıklanabilmesi için mahkeme başkanı, Şık’ın duruşmaya getirilmesi amacıyla Silivri Cezaevi’ne yazı yazılmasına karar verdi.

“Yasalar değişmeli“

Duruşma sonrasında Gazetecilere Özgürlük Platformu adına açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçişunları söyledi:

“Başbakan’ı son kez uyarıyoruz, yurtiçinde ve yurtdışında gazetecileri hedef göstermekten vazgeçsin. Gazeteciler hakkında bugün 2000 tane dava dostası var, 68 gazeteci içeride. Bunların hepsi gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanan arkadaşlarımız. Gazetecilerin değil, onları terörist haline getiren yasaların değişmesi gerekiyor. Bu yasalar değişene kadar biz bu nedenle yargılanmaktan da dolayı gurur duyacağız, tüm arkadaşlarımızla dayanışma içinde olacağız.”

Ahmet Şık’la birlikte yargılanan gazeteci Ertuğrul Mavioğlu da duruşma sonrası yaptığı açıklamada 13 Mayıs’ta Ahmet’e ve tüm tutuklu gazetecilere destek için daha büyük bir kalabalıkla Adliye önünde olacaklarını söyledi.