Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü, Boğaziçi Marka Zirvesi’ni beşinci kez gerçekleştirdi. Bu yıl #geleceğeilhamver mottosuyla düzenlenen konferansta P&G, Eczacıbaşı, Migros, Pfizer ve Turkcell gibi markalar yer aldı. Yeni nesil pazarlamacı nasıl olunur? başlıklı bölümde Migros CRM ve Marka İletişim Direktörü Kına Demirel konuşma yaptı. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni kazanmasına rağmen annesinin işinden dolayı İngiltere’ye yerleşen Demirel, orada işletme okuduğunu ve ODTÜ’de kalsaydı bankacı olacağını, Ingiltere’de ise perakendeyi keşfettiğini anlatarak konuşmasına başladı. Gıda perakendesi içinde yer almak istediğine karar veren Demirel, işletme bölümünde görülen tüm teorik bilgilerin hayata geçirildiği en hızlı yerin perakende olduğunu söyledi. O dönem İngiltere’de en gözde işlerden birinin “sadakat programları” yaratmak olduğunu, Ankara’ya geri döndüğünde bunu Türkiye’de yapmak istediğini ve Migros’ta çalışmaya başladığını anlattı.
Halihazırda Türkiye’nin en büyük sadakat programı olan 10 milyon aktif müşterili Money Club’ı ekibiyle birlikte yürüten Demirel, Müşteri odaklı olmayan ve tüketicinin ihtiyaçlarını dikkate almayan şirketlerin ciddi şekilde pazar paylarının düşebileceğini söyledi.
Demirel’e göre, yeni nesil tüketiciyi anlayabilmek için yeni nesil pazarlamacı beş özelliğe sahip olmalı; meraklı, deneyimlenen, data okuyucu, dönüştürücü ve umut dağıtan. Meraklı olmak, bir konuyu derinlemesine araştırmak ve müşterilerin ne istediğini, neye ihtiyacı olduğunu sorabilmek demek. İkinci özellik, deneyimleme ise bloglar, websiteleri, Snapchat, Twitter, Instagram, Youtube gibi platformların hepsini deneyimlemek anlamına geliyor. Zira “Migros Facebook’ta olsun mu olmasın mı?”, “Twitter’da olalım mı olmayalım mı?” gibi soruların cevapları ancak deneyimlemeyle verilebiliyor. Üçüncü özellik olan data okuma ise hedef kitlenizin ne istediğini anlamlandırabilmenize olanak veriyor. Kına Demirel, Dönüştürücülük konusunda ise, “Tüm şartların iyileşmesini beklemenize gerek yok, hata yapmaktan korkmayın aynı hatayı tekrarlamayın, anlatmaktan ve tekrar anlatmaktan çekinmeyin” diyor. Migros’u aynı zamanda bir medya şirketi olarak gördüklerini anlatan Demirel, son özellikle ilgili olarak da herkesten daha fazla bilgi sahibi olmanın ve herkesten daha fazla umut dağıtabilmenin önemine vurgu yapıyor.
Demirel, diğer yandan Türkiye’de marka tercihinde müşteriyi etkisi altına alan üç ana trend olduğunu düşünüyor; ailemi gözeten, zamanımı gözeten ve sağlığımı gözeten:
“Ailenin ekonomisini önemseyen ve aileyle duygusal bağ kuran markaların yükseldiğini görüyoruz. Zaman tüketicinin en büyük derdi, markaların en büyük derdi ise o zamanı rahatlatmak. Kişiselleştirme kelimesi burada devreye giriyor. Migros’un kişiselleştirme trendine önem verme sebebi de bu. Bin ürün arasında size en faydalı olan ürünü bulmaya çalışıyoruz. Bunun dışında yıllardır bir plastik karta bağlıyken günümüzde Money Club kartı yanınızda bulunmadan cep telefon numaranızlada kartınıza erişilebiliyor. Bugün işlemlerin yüzde 65’i hayatı kolaylaştırması sebebiyle cep telefonuyla sağlanıyor. Zamanı verimli kullanmak için başka bir çözüm olan “Jet kasa”, 20 yıl önce yapıldı fakat kimse kullanmadı ve bir yıl içerisinde proje kaldırıldı. Bunun sebebi, online alışveriş mantığının o dönem Türkiye’de oturmaması, şimdiyse mağazanın içinde kasiyersiz kasa olmazsa müşterilerin mağaza müdürüne şikayette bulunuyorlar.”
Üçüncü trend olan “Sağlığımı gözeten” kategorisine geldiğimizde ise yaptıkları araştırmalarda şehir hayatını yaşanabilir kılan prensiplerin Türk tüketicisi için sağlık demek olduğu sonucuna ulaşan Migros, müşterilerinin rehberi olmaya çalışıyor. ‘İyi’ diye bir konsept yarattıklarını anlatan Demirel, ‘iyi tarım’ sözüyle başladıklarını daha sonra ‘iyi et’ ve ‘iyi’ tavuk’ olarak devam ettiklerini söyledi. Mağazalarında çocuklara eğitim verdiklerini ve onları bilinçli tüketici olmak konusunda bilgilendirdiklerini, son kullanma tarihi nedir, fiyat etiketi nasıl okunur, dondurma ile tavuğu nasıl bir arada koymalısınız gibi konuları öğrettiklerini anlatan Kına Demirel, aile, zaman ve sağlık konularının, üniversite mezunlarının çalışmak istediği her marka için çok önemli olduğunu vurguladı.
Boğaziçi Marka Zirvesi’nden bir başka konuşma: Topuk törpüsü nasıl 2,8 milyon adet sattı?